Powered By Blogger

3 Kasım 2014 Pazartesi

BİR KATİLİN HİKAYESİ !
  Tarih boyuncu kokular , esanslar , parfümler zamana aldırmadan her zaman hayatımızda önemli bir yere sahip olmuştur. Kim güzel kokuları sevmez ki?  


Bir çok öyküsü, romanı ve senaryosu bulunan 1949 doğumlu Alman romancı Patrick Süskind, 1985 yılında basılan, 46 dile çevrilen, milyonlarca baskı yapan ve kendisine Gutenberg, Faz gibi ödüllerini kazandıran Koku  adlı romanıyla, Almanya’da bir roman hakkında postmodern öğeleri taşıması açısından ciddi ölçüde yankılarla övgüler düzülmesine ve eleştirilerin yapılmasına neden olmuş ve uzun süre çok satanlar listesinde kendi yer bulmuştur.
 ‘Filmleştirilemez’ denilen bu kitabı  Tom Kykwer  2006 yılında  sinemaya uyarladı. Koku filmi insanın kokusunun nasıl olabileceğini  çok sansasyonel ve etkileyici bir yapım ile sinema severlerle buluşturdu. Kitabı okuyanların beklentilerini tamamen karşılayan bu film sinema severlerden tam puan  aldı. Görsel efektleri, müzikleri, mekan çekimleri tamamen Ortaçağda yaşıyormuşçasına insanı bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. İzleyicinin kendisini  Jean ile Paris’in kuru ve akranlık bir arka sokağında bulmasını  mümkün kılıyor .

  

İnsanların Ruhu Kokularıdır..
    Film 18. yy Paris’inde sefalet, açlık ve pislik içerisinde yüzen halkın  içerisinden alınan kesitlerle başlar olaylar. Parfüm endüstrisinin gelişme gösterdiği zamanlarda, kokulara normal olmayan derecede bağlılık gösteren Jean Bapdiste Grenouille’nin  herkesten farklı bir koku duyusuna sahip olması herkesin, her şeyin kokusunu alabilmesi ama kendi kokusunu alamaması onu herkesten farklı kılıyordu.  Aldığı kokularla yetinememeye başlayan Jean bunun üzerine tekniğini değiştirir  insanın kokusunu yapmaya karar verir.  Hedefinde güzel kadınlar vardır.  Ve istediğini elde eder. İnsanın kokusunu elde etmiştir. Artık 12 şişeyi tamamlamaktadır sıra.  12 ayrı kokunun birleşerek 13. Şişede mükemmelliyeti oluşturacağını düşünüyordu. Zamanla  bir seri katile dönüşmesi ve ülkedeki kadınlar için bir tehtit aracı olmaya başlıyordu.  

Jean 13. Kokuyu tamamladığı anda yakalanır . Ölüme mahkum edilen Jean Şehir meydanında tüm kalabalığın gözleri önünde hazırladığı iksiri üzerine boca eder. Koku insanlardaki bütün öfke ve şiddet duygunusu alıp götürür. Jean kendini yok oluşa bıraktı..
   Sinema severlerin  bu muhteşem yapıtta kendilerinden bir parça bulabilecekleri bu film zamanın bestselleri arasında yer alıyor .  Belki de hiç hissetmediğini duyguları hissedecek hiç bilmediğiniz zamanın kapılarından geçerek Jean Bapdisye Grenoullie ile sizde Fransa’nın kötü kokulu sokaklarında güzelliği ararken bulabilirsiniz.

  
Son olarak filmden bir replikle hepinizi bu yapıtı izlemeye davet ediyoruz. 

Bitirdiklerinde büyük bir mutluluk hissetiler. Hayatlarında ilk defa, bir şeyi SAFÇA yaptıklarına inandılar. AŞK OLMADAN.."



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder