BİR KATİLİN HİKAYESİ
!
Tarih boyuncu kokular , esanslar ,
parfümler zamana aldırmadan her zaman hayatımızda önemli bir yere sahip olmuştur.
Kim güzel kokuları sevmez ki?
Bir çok öyküsü, romanı ve senaryosu bulunan 1949 doğumlu
Alman romancı Patrick Süskind, 1985 yılında basılan, 46 dile çevrilen,
milyonlarca baskı yapan ve kendisine Gutenberg, Faz gibi ödüllerini kazandıran
Koku adlı romanıyla, Almanya’da bir
roman hakkında postmodern öğeleri taşıması açısından ciddi ölçüde yankılarla
övgüler düzülmesine ve eleştirilerin yapılmasına neden olmuş ve uzun süre çok
satanlar listesinde kendi yer bulmuştur.
‘Filmleştirilemez’
denilen bu kitabı Tom Kykwer 2006 yılında
sinemaya uyarladı. Koku filmi insanın kokusunun nasıl olabileceğini çok sansasyonel ve etkileyici bir yapım ile
sinema severlerle buluşturdu. Kitabı okuyanların beklentilerini tamamen
karşılayan bu film sinema severlerden tam puan
aldı. Görsel efektleri, müzikleri, mekan çekimleri tamamen Ortaçağda
yaşıyormuşçasına insanı bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. İzleyicinin
kendisini Jean ile Paris’in kuru ve
akranlık bir arka sokağında bulmasını mümkün
kılıyor .
İnsanların Ruhu
Kokularıdır..
Film 18. yy
Paris’inde sefalet, açlık ve pislik içerisinde yüzen halkın içerisinden alınan kesitlerle başlar olaylar.
Parfüm endüstrisinin gelişme gösterdiği zamanlarda, kokulara normal olmayan
derecede bağlılık gösteren Jean Bapdiste Grenouille’nin herkesten farklı bir koku duyusuna sahip
olması herkesin, her şeyin kokusunu alabilmesi ama kendi kokusunu alamaması onu
herkesten farklı kılıyordu. Aldığı
kokularla yetinememeye başlayan Jean bunun üzerine tekniğini değiştirir insanın kokusunu yapmaya karar verir. Hedefinde güzel kadınlar vardır. Ve istediğini elde eder. İnsanın kokusunu
elde etmiştir. Artık 12 şişeyi tamamlamaktadır sıra. 12 ayrı kokunun birleşerek 13. Şişede
mükemmelliyeti oluşturacağını düşünüyordu. Zamanla bir seri katile dönüşmesi ve ülkedeki kadınlar
için bir tehtit aracı olmaya başlıyordu.
Jean 13. Kokuyu tamamladığı anda yakalanır . Ölüme mahkum
edilen Jean Şehir meydanında tüm kalabalığın gözleri önünde hazırladığı iksiri
üzerine boca eder. Koku insanlardaki bütün öfke ve şiddet duygunusu alıp
götürür. Jean kendini yok oluşa bıraktı..
Sinema
severlerin bu muhteşem yapıtta
kendilerinden bir parça bulabilecekleri bu film zamanın bestselleri arasında yer
alıyor . Belki de hiç hissetmediğini
duyguları hissedecek hiç bilmediğiniz zamanın kapılarından geçerek Jean
Bapdisye Grenoullie ile sizde Fransa’nın kötü kokulu sokaklarında güzelliği
ararken bulabilirsiniz.
Son olarak filmden
bir replikle hepinizi bu yapıtı izlemeye davet ediyoruz.
Bitirdiklerinde büyük bir mutluluk hissetiler. Hayatlarında
ilk defa, bir şeyi SAFÇA yaptıklarına inandılar. AŞK OLMADAN.."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder